HEDEF TÜRKİYE'NİN BAŞARISI MI?
Şap Enstitüsü'nde üretimi yapılan aşının yıllık üretim kapasitesi 2013 yılından itibaren 12 milyon dozdan, 50 milyon trivalan doza çıkarıldı. Şap aşısı üretiminde gerçekleştirilen artış ile aşının etkinliği ve üretim miktarının arttırılması sonucu yurt dışından aşı ithalatı durdu. Ayrıca şap aşısında elde edilen üretim ve kalite artışı ile Türkiye'nin aşı ihtiyacı karşılandığı gibi komşu ülkelere de aşı ihraç edecek hale geldi. İşte tam da üretimde elde edilen başarının olduğu dönemde yani Şubat 2014'de Şap Enstitüsü'nün elektrik santraline sabotaj gerçekleştirdi.
ŞAP VİRÜSÜ TEHDİDİ
Dünyanın sayılı, Avrupa'nın en büyük Şap Enstitüsü'ne yönelik saldırıda tel örgüleri keserek içeriye giren şahıslar, milyarlarca lira değerindeki aşıların bulunduğu bölümün şebeke elektriğini kesti. Ardından jeneratörler devre dışı bırakıldı. Şap aşısında yurtdışına olan bağımlılığın bittiği dönemde enstitüye 45 milyon liralık zarara neden olan sabotajın yapılması akıllarda soru işareti bıraktı. Saldırıyı takiben Şap Enstitüsü'nde güvenlik önlemleri arttırıldı. Bununla birlikte yetkililer, şap hastalığı ile mücadelede, asıl önemli olan komşu ülkelerden ülkemize hastalık bulaşmasının engellenmesi olduğuna dikkat çekti.
150 milyon ödenecekti
Bu projede üretimi yapılarak hayvanlara yapılacak şap aşılarının parasal değeri yerli aşılar ile yaklaşık yıllık 45 milyon TL. Eğer şap aşıları yurt dışından ithal edilse idi bu rakam 150 milyon TL olacaktı. 2014 yılından önce ülkemizde yeteri kadar şap aşısı üretimi yapılmadığı için ihtiyaç duyulan şap aşıları yurt dışından ithal ediliyordu. Özel firmalar tarafından ithal edilen aşıların yıllık değeri 25-30 milyon TL idi. Ayrıca ithal edilen aşılar ülkemizdeki tüm sığırların aşılanması için yetmiyordu.